Etiket

nefeskoçu

Browsing

Vizyon panosunu daha önce duydunuz mu?

O yıl ortaya çıkmasını istediğiniz, seçtiğiniz her şeyi görsel olarak hazırlıyor ve hepsini bir panoda toparlıyor, görebileceğiniz bir yere asıyorsunuz. Bu panoya ‘vizyon panosu’ diyoruz.  Daha önceleri çok kez anlatmış olsam da, bu yıl da yeniden zevkle nasıl yapacağınızı detaylı bir şekilde anlatacağım. Çünkü çok seviyorum:)

Bu çalışmayı öğrendiğimden beri ben de yıllardır Aralık ayının sonlarına doğru ya da Ocak ayında vizyon panomu hazırlar ve yılın son günü okumak şartıyla tüm detaylarıyla o yıla dair kendime mektup yazarım. Bunu grup çalışması olarak yaptığımız zamanlar da oldu, yüz yüze çalıştığım zamanlarda. Birlik enerjisi ve heyecanıyla hazırlamanın etkisi de bambaşka. Dilerim yeniden böyle etkinliklerle buluşma şansımız olur.

Hatırlıyorum, bu yıllar içinde yapmadığım zamanlar da oldu panoyu. Sadece hayat ne getiriyorsa onu almayı, onun içinde kalmayı ve kabul etmeyi seçtiğim yıllardı. Bu da bir seçim.

Birkaç yıldır kendi hayatımda dikkatimi çeken birşey oluyor bununla ilgili . Özellikle yılın son aylarına giriş yapmamızla birlikte hayatımdaki dönüşümler hız kazanıyor. Sanki, vizyon panomda olanlar, yıl kapanmadan tamamlanması gereken görev listesiymiş de, hızla tamamlanmaya çalışıyor gibi hummalı bir çalışma başlıyor sistemde, çok garip 🙂 Şükürler olsun.

Bu yıl da aynısı oluyor. Panoma şöyle bir bakarken, neler gerçekleşti ve gerçekleşmeyi bekleyen neler var diye gözden geçirirken bir seçimimin şuana kadar ortaya çıkmadığını gördüm. Aslında olsun diye girişimlerim olan ama bir türlü gerçekleşmeyen bir isteğim. Veee sonra ne oldu???? Benim bunu düşünmemin ardından hemen karşıma çıktııı… Çabasız. Kendiliğinden. Hem de yıl bitimine birkaç gün kala. Heyecanı, coşkusu ve o derin minnet hali. Oldu oldu oldu:)  Sanırım bu 3 kelime en çok buraya yakışırdı:)

Tam da bu anın coşkusuyla ve vesilesiyle bir hatırlatma yapmak istedim bugün. Vizyon panosuna eklediklerimiz, onları seçmemizle ilgili. İstemekle değil, hakikaten istemenin ötesine geçmekle ilgili. Vizyonun içinde olmak, orada konumlanmakla ilgili.

Seçim dediğimiz, çabasız bir yer. Çabalayarak bulunan, aranan, ulaşılan bir yer değil. Çekiştirilen, ittirilen, koşulan bir yer hiç değil.

Seçim anda. Hemen şu anda.

“Neyi seçiyorum? ” “Hayatımda ne ortaya çıksın?” ” Bu ortaya çıktığında ben kim olacağım, nasıl hissedeceğim?”

İşte bunun içinde olmak. O hissi sistemimize tanıtmak, hatırlatmak ve aktive etmek.

Seçim varsa, orada öncelikle OL-MAK var. O kişi olmak, o seçimin kendisi olmak.

Bu, tohum ekmek gibi. Önce ekeriz ve sonra bakım verir, bekleriz. Karşımıza çıkan işaretler, fırsatlar , enerjinin harekete geçtiğine dair sinyaller, bazen kolaylaştırıcılar… Tüm bunlar seçtiğimizin göstergelerindendir. Başlatma enerjisi.

Bazense bazı konularda beklemeyiz bile, anda ortaya çıkar. Hemen o an. Hayatınızda, içinizden bir anlığına geçirdiğiniz ve ortaya çıkan şeyler var mı sizin de? Dilerim bu deneyimi yaşamışsınızdır.

Ve işte o alışkın olduğumuz YAP-ma kısmı asıl bundan sonra devreye girer, ” Nasıl?” kısmı bize duyurulur.

“Git ve onu al. ” “O kişiyi ara” “Evden dışarı çık.” ” O arkadaşınla buluş. ” “O eğitimi al. ” “O ilana başvur ” “O adımı at.” “Yeter ki o adımı at. ” “Bunun üzerine çalışmaya başlayabilirsin. ” Fırsatlar, işaretler ve adımlar böyle ve buna benzer versiyonlarla gelir.

Biz bunun tam tersi formunu kullandığımızda, daha ne istediğimizde netleşmemişken, seçmemişken, gözümüzde o formu canlandırıp içine yerleşememişken, enerjisiyle hizalanamamışken  ” Şimdi ne yapacağım? Bunu nasıl yapacağım? Nasıl yapacağımı bilmiyorum. ” sorularıyla arzuladığımız hayatla aramızdaki mesafeyi gitgide açıyoruz farkında olmadan. Ne içinde olduğumuz andan memnun oluyoruz ne de o yere gidebiliyoruz…

Bir farklılık yapmayı seçerseniz siz de bu sene, ben vizyon panosunu anlatana kadar, bu yazıyı okuduktan sonra, ertelemeden kendinize vakit ayırın. Ruhunuzun fısıltısını, bedeninizin arzusunu duyabileceğiniz bir alan oluşturun ve alın kağıt kalemi elinize. ” Ben bu hayatı nasıl deneyimlemek istiyorum? Neler olsun? Kimler olsun? Ben bunların içinde nasıl hissedeyim? ” Sadece bu yıl olarak düşünmeden, hayata bütünüyle bakarak yazın. İstediklerinizi duyamıyorsanız, neyi istemediğinizi yazarak başlayabilirsiniz. Buradan istediklerinize sırayla ulaşabilirsiniz. ” Böyle olsun istemiyorum, Şöyle hissetmek istemiyorum… O zaman ne istiyorum? ” Kendinizi böyle böyle duyabilirsiniz.

Eğer tıkanırsanız, duymakta zorlanırsanız bana mailimden ulaşabilirsiniz. İsteklerinizde netleşmek ve seçim noktasına gitmek konusunda birlikte ilerleyebiliriz. Ne dersiniz?

Haydi o zaman, siz seçimlerinizi yazarken ben de yeni yazımı hazırlayayım ve bir sonraki aşamaya, yazdıklarınızı görselleştirmeye geçelim.

Görüşmek üzere,

Kolaylıklar,

 

 

“Kalbin sesi çok zayıf ve çok kısık çıkar. Beynin sesiyse çok gürültülüdür, bağırır çağırır durur. Kalp fısıldar. Beyin haykırır.” diyor Osho.

O halde ihtiyacımız olan, rehberlik edecek ilk şey fısıltıyı duyabilmek. Duyabilmek için dinleme zamanı verebilmek.  Sonra duyduklarını anlayabilmek. Anladıklarını uygulayabilmek. Uygulamaya cesaret edebilmek. Belki bazen eklemek, bazen değiştirmek, bazen çıkarmak, bazen terketmek…

Kalabalık şehirlerde, kalabalık günlerin, kalabalık seslerin içinde bunu duymak ne mümkün ama değil mi? 
En çok neyi duyuyoruz peki ? Çoğunlukla zihni, bazen ona bile vaktimiz olmayabiliyor. Öyle bir yoğunluk. Garip.

Fısıltıyı duymaya karar verdiğimde,
3 yıl kadar önce. ( Son yazımın tarihine bakınca inanamadım. Sahiden 3 Yıldır yazmamış mıyım?… )  Çağrı geldi. Bir davet vardı. Daha önceleri çok kez gelen ve benim bir türlü icabet edemediğim. Enerjimi nereye kullanmam gerektiği fısıltısını duymaktan sorumluydum artık.  Duyduklarımı da uygulamaktan.      Buradan, sosyal medyadan tamamen uzaklaşmanın, enerjimi sadece kendime, aileme, seanslarıma, eğitimlere kullanmanın zamanı gelmişti. 

Şimdiyse inziva bitti. Bunun fısıltısını duymak da şahane geldi. Ağustos ayı gibiydi de ben daha yeni gelebildim:)
Yazarken farkettim ki, buradan yazmayı, paylaşmayı, aktarmayı özlemişim.
Ne yazacağımı düşünmeyi…
Sonra bir müzik açıp sadece akana izin vermeyi…

Başlangıçların yanında gelen o ilk garip hislerle bir giriş yapayım dedim. Kısa sürede oryante olurum eminim:)

E o zaman nerede kalmıştık? 🙂

Hangi kelime ya da cümle ya da konu size ve biricik hayatınıza  katkı olacaksa onlar aksın benden dilerim. Şifası okur okumaz aksın hayatınızın her yerine.

Kolaylıkla ve neşeyle.