Etiket

Seans

Browsing

Kendi yaralarını iyileştirmek için , yarası olan kaç kişiyi hayatına çektin? Kaç sevgilini iyileştirmeye çalıştın? Kaç tane çalışma gördüğün anda ” bunu şu yakınım alsın ilk başta ” diye kendinden önce başkalarına yardım etme ihtiyacına girdin?

Yardım etme kalıbını günde kaç kez kullanıyorsun?

Gerçekten yardım mı ediyoruz yoksa sadece destek mi olabiliyoruz insanlara biz insan olarak ?

Nerelerde kendini kurtarıcı ilan ettin ve bazen kurtaramadığını düşünüp kendini harap ettin?

” Ancak ben iyi ederim ” diye kaç yeri / kişiyi kontrol etmeye çalıştın?

Hayatında ne aşırıysa , oraya bakmak , hayatının ritmini güzelleştirir. Bu illa kötü bir şey olmak zorunda değil , iyi diye adlandırdığımız şeyler de buna dahil. .

Bu yolda idrak ettiğim ve şükürler olsun yıllar sonra dengeye geldiğim en güzel konudur bu🙏 Hafif, özgür, had bilir ve kendi değerimi hatırladığım.

Üstteki soruları iyi düşün . Cevapları kendine dürüstçe ver ve farkında ol.

Kolaylıkla,

” Ben bu konuyu çözdüğümü sanıyordum neden tekrar karşıma çıktı? ” dediğimiz yer var ya… Evet bugün ki konumuz bu olsun.

Bilinçaltı temizlemek, arınmak gibi konularla ilgili kendi düşüncem şudur ki; yaşanan ya da duyularak satın alınan hikayelerin nüksetmesi olabilir, yadırganacak bir durum yoktur. ( Burda görülmesi gereken de görülmemiş olabilir, hani sınav dediğimiz) Bu yüzdendir ki , koçlukta bağımlılık oluşturmayız ve kişi bir daha karşılaşma halinde nasıl başedebileceğini bir süreden sonra artık kendi bilir. Balık vermek değil, balık tutmayı öğretmek gibi.( Öğretmek kelimesi anlaşılsın diye kullanıldı , burdaki durum bizim hatırlatıcı ve kolaylaştırıcı olmamız)

Yani sen bir deneyimin içinden geçtin, bir çalışma yapıldı ve arındın. Bir süre sonra başka biri aynı deneyimden geçerken yanında olma halinde, bir arkadaşına tekrar uzun uzun anlatma haline girdiğinde ego seni yeniden ele geçirebilir ve o olayın ve ona bağlı duygunun içine çekebilir.  Tam da o sırada tetikte olarak eskisinden daha hafif bir şekilde nükseden duygunun içinden çıkabiliriz. Bu böyle olmak zorunda değil ama olursa diye oralarda temkinli olmak iyidir.

Arınma ömürlük, dönüşmek ömürlük. Andan büyük beklentilere girdiğimiz an ,yaşanan şeylere ve egoya büyük güç verip kendi şuanki gücümüzü unutabiliriz. Hep derim ya seçim andadır . Gücü elimize almayı er ya da geç hatırlamamız , en baştaki cümleyi söyleyip kendimizi yargılamaktan daha hafif ve eğlencelidir.

Şifalanma süreci – 2 :

…Biz seanslarda seçtiğiniz konunun kaynağının, hayatınızın neresinde olduğunu bilemeyiz. Ve bazen kaynak atalarınız, bazen anne karnı, bazen bebekliğinize ulaşabilir.
Öğretilerde denilir ki; annenizin size hamileliğinden önceki 9 ay, hamilelik sürecindeki 9 ay ve doğum sonrası 2 yıllık süreç bizim için önemlidir.
Hatırlamadığınız o zamanlardan etkiler varsa hayatınızda, kendi üzerinize çalışmanın veya destek almanın size en anlamlı katkısı şu olabilir: bugüne kadar kendinizi ” neden değiştiremiyorum, neden hep böyle / böyleyim ? ” diye suçladığınız, yargıladığınız konuların bazen sizinle ilgili olmadığını görürsünüz. ( hepsini siz seçtiniz kısmına girmeyeceğim ) Tam da aradığınız hafifliğe ulaşırsınız.
Bu farkındalıkla iki yerden işleyebilirsiniz. Ya o birilerini suçlama alanına girersiniz.
” Bak işte demiştim benimle alakalı değil, ailem şunu yaşamış, düşünmüş, benim günahım ne? Haketmedim bunları. “
Ya da ” Peki o halde bununla ne yapabiliriz? ” diyerek buralarda şifalanma sağlayabilirsiniz.

Hayatınızın hayallerinizden de öte olmasını gerçekten istiyor musunuz?
Bu neyi gerektirecekse yapmaya ve olmaya gönüllü müsünüz?
Buralara dürüstlükle cevap verin.
Çocukluk döneminden yetişkinlik dönemine geçtiyseniz hayatınızın sorumluluğunu almak ve şikayeti bırakıp dönüşüm için birşeyler yapmak kulağa nasıl geliyor?
Tüm suç – suçlu arayışlarını bırakmak.
Bunu bir düşünün.

Kolaylıkla ve neşeyle olsun🙏

Tam ezberleri değiştirmek üzereyim,
tam o işte bu sefer yine aynı olmayı bırakıyorum, hikaye evriliyor ” dediğim yerdeyim.
Eşiğe yaklaştım.
Bir de baktım, minik adımlarla gelen korku dağ olmuş.
Değişimin ayak seslerinden çok daha güçlü geliyor.
Çünkü ilk kez kendimi şaşırtacağım,
ilk kez böyle bilinmeyene açacağım kendimi,
ilk kez özgürlüğü ilan edeceğim,
ilk kez suçluluk hissetmeyi kapının ardına koyacağım,
ilk kez varlığımın gücünü anlayacağım.
Ama o da ne!!!
Ayak sesleri daha da yükseliyor korkunun.
Aynı yerde kalmak için bahaneler üretiyor bu sefer:
” Ama şu da var, bu da var.
Bak son dakika n’oldu? “
Ah işte tam da istediğim buydu değil mi?👍
Geldi mi kapıma haklı! gerekçeler?
Oh be.
Korkmama gerek yok artık.
Aynı yerde kalabilirim.
Köprüyü geçmek , ölüm kalımdı çünkü bilinçdışım için.
Ve şimdi varlığımdan çok daha güçlü kıldım onu.
İzin de verdim.
Ve artık güvende…Bildiği yerde…

🍀Onu ikna edebilir miyim buralarda?
Tam değişimin kapısındayken ” hadi bi’ cesaret ” diyebilir miyim kendime?
Şimdi ya da biraz sonra.
Hikayeyi değiştirebilir miyim?
Bunu gerçekten istiyor muyum?
Eskiyi bırakmayı gerçekten istiyor muyum?

Hadi bi’ cesaret.
Olabilirim, yapabilirim.
Olabilirsin, yapabilirsin.

Kolaylıkla🙏

Merakla aranız nasıl?
” O ne giymiş, bu nereye gitmiş, şu ne giyinmiş, ne konuşmuşlar?” merakından bahsemiyorum:))
Kendimize ve hayatımıza dair merak duysaydık veya merakı artırsaydık?
” Başarısız olma korkum var. ” cümlesini sürekli tekrar etmek yerine, hergün içimizden ” başarılı hissetmek nasıl birşey olurdu acaba? ” diye sorsaydık ,
Ya da ” Yetersiz hissediyorum. ” yerine ” olduğum halimle iyi hissetmek, yeterli nasıl olurdu? ” diye sorsaydık,
Ya da mesela ” İnsanların hakkımda kötü bir şey söylemesini, düşünmesini istemiyorum. ” yerine ” Acaba iyi insan olma, iyi anılma talebimi serbest bıraksaydım, odağını kendinde tutmak, merkezde kalmak nasıl bir şey, bunu keşfetseydim neler olurdu? ” diye sorsaydık neler ortaya çıkardı acaba?
Cümle ve soru arasındaki enerji farkını farkında mısınız?
Hangisi daha hafif?
O halde hafif olana yaklaşalım. ( şartlandırmış gibi olmayayım ama soruları seçmiş olmalısınız:) )

Tek bir cümleyle katılık yaratıp yoketmeseydik olasılıkları,
” şöyleyim,böyleyim… ” demek yerine
” Nasıl hissetmek istiyorum, kim olmak istiyorum ? ” kısmını büyütmeyi seçseydik mümkün oldukça, hatırladıkça,
Nokta koyup önünü kapattığımız tüm cümlelerimiz ve aslında hayatımız, yerini daha virgüllü, soru işaretli ve cevabın akışta geldiği yerlere bıraksaydı,
Akışın önünde duran tüm bariyerlerimiz inseydi,
Kendimize daha iyi yaşama hakkını önce biz kendimize tanısaydık,
Ve yeter ki hakkımız olduğunu bilseydik ve izin verseydik,
Tekrarlarımız yerine kendimizi şaşırtsaydık mesela acaba nasıl olurdu?
Merakımızı artıralım işte tam buralarda, dilerim.
Bu merak daha çok işimize yarayacak eminim:)

Bugünlerce bolca access bars seansı yapıyorum.
Ve her bir seans bizi ortak yerlere getiriyor.
Değerimizi her bir an kabul ediyor olsaydık gerçek, hayatımız neye benzerdi?
Ne olduğunun önemi yok. Birşeyleri hep ama hep kendimizden daha büyük yapıyoruz sanırım. Ve peşinden korku geliyor.
Neyi kendimizden daha güçlü yaptık, daha değerli kıldık ( Değerli, geçerli, doğru , güçlü, haklı… )
Ailemizi mi?
Çevremizi mi?
Patronumuzu mu?
Yakın arkadaşımızı mı?
Eşimizi mi?
Yoksa nazarı mı? ( Nazar değecek korkusuyla , nazarı çok güçlü kılarak ” anlatmamam lazım ya da daha fazlasına sahip olmamam lazım yoksa başıma bir şey gelir diyen ve bu ağırlığı yaratanlar el kaldırsın:) )

Her bir prosesle buralarda dönüşüm sağlamak muazzam . Katman katman, bir anda en derinler. Halı altında olan her şey…

Dün gece şuraya ulaştık.
Hepimizde yeni bir yer açsın diye hemen yazayım dedim.
” Her bir zerremin, her bir saniyemin değerini bilseydim gerçekten hayatım neye benzerdi? Neler olurdu?
Her bir vaktin bana özel hediye olduğunu bilseydim bu ne yaratırdı? “
Ve sonra;
” Sadece ve sadece varlığımla neredeysem orayı onurlandırdığımı bilseydim, olsaydım , alıp kabul etseydim hayatım neye benzerdi? Yap-ma gerekliliğini ortadan kaldırsaydım , öylece orda olmamın hediye olduğunu ben bilseydim hayatım nasıl olurdu, ben kim olurdum? “

Bir söz söylemek, yardım etmek, bildiğini göstermek, mutlaka çaba sarfetmek ,ortaya koyacak mutlaka birşeylerinin olması gerektiğine inanmak , varlığına eklemek zorunda olduğuna inanmak… Bunlar sadece sende yok, sadece bende yok, çoğumuzda az çok hepsinden var. Bunu yanımızda götürmek bir seçim ve tam şuan başka birşeyi seçebiliriz.
Zorundalıktan değil, iyi hafif eğlenceli geldiğinden yana seçimimizi kullanabiliriz.
Kendimiz olmaktan yana seçimimizi kullanabiliriz.
Gücümüzü hatırlamayı her gün seçebiliriz ve alıp kabul etmeyi 🙏🙏

Kolaylıkla.

Kaçımız ” senin / sizin için yaşıyorum ” sözlerinin geçtiği bir evde büyüdü? …. Bir çocuğun dünyasında nasıl algılandı ki bu? ” Yaşatmak için yaşamalıyım ve onları buna pişman etmemeliyim , bu büyük emeğin karşılığını vermeliyim ” mi yoksa??? Ve bu yükü omuzlayıp bir de bugünlere kadar taşıdı ?

Peki ya kaçımız sevdiğimiz herhangi birini ” sensiz yaşayamam ” dediği için yaşatmaya çalıştı/ çalışıyor bir yerlerde ? Ya da sen söyledin bunu ona, ne zaman , nerede, kime ? Kendinden öte değerli kıldığın kimler oldu ? .

 Ve bir de ” seni ölene kadar asla bırakmayacağım” ” sonsuza kadar seveceğim” … Ve kaçımız bu söz uğruna bitmesini istediği bir ilişkiden ” neden ayrılamıyorum, kurtulamıyorum? ” diye sebebini hala arayıp duruyor da bulamıyor ?         ( donakaldığım yerlerden biriydi zamanında bulduğum anda ) .

Sanki kulağa iyi gibi gelen kocaman hapisler yarattık biz farkında olmadan. Niyetimiz kötü değildi elbette ki . Yalnız burada birçok yer var hapis yarattığımız , anlamadan. Böyle beylik sözlerle ” daha da anlasın , çok inansın ” lara gerek var mı sevgimizi tanımlarken? Sevgi özgürleştirmiyorsa , nerede kaldı iyileştiriciliği ? 

Bu cümlelerin yarattığı hapisler bedeninin bir yerinde / yerlerinde kilitli. İzin ver açılsın kilit. Kaç yıldır hapsediyorsun bir bak istersen. Bırakmak bir an-ken, kaç yıldır o söz orda kalsın diye enerji harcıyorsun?
Şimdi ” söz büyüdür ” dediğimiz yere geldik işte. Bu söz başka söz. Büyüyü bozma zamanı olsun ister misin? Verdiğin tüüm sözleri hatırla, hatırla. Farketmek özgürleştirir dönüştürmeyi seçersen. Aynı sevgi gibi .

Cümleler nasıl dönüşür ki o zaman ” Uyumumuz devam ettiği sürece seninle birlikte olmaya gönüllüyüm. ” . 

Olur mu?

Var mı senin de aklına gelenler?

Hayatta herkes ne çok şeyin olmasını istiyor değil mi? Peki kaçı bunları gerçekleştiyor?????
Peki ya sen….
Sen sadece isteyen misin?
Yoksa gerçekleştirmek için yola çıkanlardan mı?
Hayatta her günün daha keyifli, daha iyi , daha huzurlu ve enerjik geçseydi bu nasıl olurdu?
Bunun olmasını gerçekten istiyor musun?
Ve istediğini kazanmak için gerekirse kaybedeceklerin de olacaktır , buna hazır mısın?
Karar vermeden önce yazıyı okumanı ve sonra seçimini yapmanı tavsiye ederim…. Cevabın evet olursa aşağıda uygulamada sana kolaylık sağlayacak çalışmaları da yanına al olur mu? Yolda çok ihtiyacın olacak. Sana en uygunlarını seç. Nasıl mı? Ruhun sana hangisinin iyi geldiğini ve geleceğini farkettirecektir.
İstediklerimizle ne alakası var peki enerjimizin ? İsteklerinle – zihnin, bedenin ve ruhun hizalı olduğu sürece onu hayatına davet edebilirsin. ‘ Olmayacağını bile bile neden isteyeyim, neden hayal kurayım ‘ dediğin andaki enerjine bak, negatifte değil mi?
Ama isteğinle hizalanırsa zihnin , yüzünü o tarafa dönersen ve enerjini istediğin yöne verirsen işte o zaman sürprizler seni bekliyor olacak.
optimism
  –
Bazı insanlar hiçbirşey yapmadan keyiflidir hep , çevrende var . Enerjilerinin kolay kolay düştüğünü göremezsin, kendi alanlarını müthiş korurlar, nasıl olur da hiç sinirlenmezler diye merak ederiz hatta değil mi? Algı farkı ve seçimler devrede diyebiliriz buna kısaca. Bazı insanlarda ise dokunsan etkilenir bir hal vardır ve tüm gün , çevresel ve içsel faktörlere bağlı ani inişler-çıkışlar dengesini tamamen bozar, akşam neden bu kadar yorgun ve bitkin olduğunun cevabını arar durur. Yattığı sıradaki frekans alanına bağlı olarak aynı frekansta da uyanır, bu döngü sürekli birbirini tamamlar…
                             Sen neredesin ve bu alanı nasıl dengelersin?
dilek-taslari
” Kendin için mesai yap gerçekten, değerli kullan zamanını. Buna değersin, bunu hakediyorsun. Bu hayata geldiysen , kaliteli zaman ve keyifli haliyle yaşamaya özen göster. Bu çalışma emin ol çok keyifli geçecek senin için,  kararlı , farkında, uyanık! ve sabırlı olursan.”
İşte enerjini yükseltmek için keyifli öneriler;
1. Seçimini yap. Daha iyisi olmak bana ne kazandırır’ dan yola çık ve nedenlerini belirle. Daha iyi olursan ne olur? Bunlar seni şu an’ından bir üste taşıyacaktır.  
2. Şimdiki halin ile yüzleş, eğer bilmezsen nerede olduğunu, hedefi de belirleyemezsin ve arada geçen ‘nereden nereye’ yolculuğu senin için anlamını ve değerini yitirir , gözlemleme şansın sıfır olur. Bu şunun gibi. Diyetisyene gidip ya da diyete karar verip tartılmayanı gördün mü? Sen de önce tart,  kendini gör ,yüzleş , kabul et , sonraki adım zaten % 50 seçim , % 50 eylem olacak.
10 değerini en yüksek hal olarak kabul edersek ve 0’ı da minimal kabul etmemiz halinde sen şuan kendini nerede görüyorsun 0 ile 10 arasında ?
Bu değer senin için ne demek ?
Ve çıkmak istediğin yer neresi ? Orayı da tarifleyebilir misin bana?
Kişi , kendini en iyi gözlemleyendir eğer düzenli takip edebilirse, sürekli uyanık! olursa. O yüzden takip et kendini her gün ve gerekirse günün çoğu anında. Öncelikle küçük bir not kağıdı yeter, aynı skala üzerinden kaç değerinde uyandın bugün ve güne başladın? Bunu not al . Günü bitirmek üzeresin  ve şu an kaçtasın? Aradaki fark nereden oluşmuş olabilir? Yükseldiyse iyi hal , buna vesile olan , sana iyi gelen nedir?
Düzenli bunu yazman halinde enerji iniş çıkışlarını kolaylıkla takip edebilirsin. İstediğin alana doğru çıkıyor musun? Yoksa kendi etrafında dönüp duruyor musun???????
enerjinizi-calanlara-dur-deyin-1024x494***Kendine bir süre ver skalada istediğin alana geçmek için. Hemen 1 günde olmasını bekleme . Yıllarca aynı bilinçte ve alanda yaşadın, çevren de buna uyumlandı , ilk başta bocalaman normal, değiştirmen ve dönüştürmen zaman alabilir. Kendine haksızlık etme ve zaman tanı. 3 ay, 5 ay … Sen belirle bu süreyi. Seçtiğin yere ulaştığında, her gün mesai harcamana gerek kalmayacak, sadece enerjini dengede tutmak için tetikte olman yeterli olacak. Tüm gün , diğer insanlarla ve enerjileriyle etkileşim halinde yaşıyoruz. Doğal olarak etkilenmen , yön değiştirmen an meselesi olabiliyor bazen, ama güzel yanı artık toparlaman eskisinden çok daha kolay olacak.
3. Her sabah kendine söz ver ve niyet et;
 ” Bugünümün daha keyifli geçmesi için elimden geleni yapacağım. Beni bir üste taşıyacak enerjideki insanlarla vakit geçirmeye ve olumsuz tüm enerjilere kendimi kapatmaya niyet ediyorum. “
4. Çevrende enerji emen tüüüümmmm herkesi bir süreliğine uzaklaştır, bu en yakının bile olsa, lütfen lütfen lütfen. Merak etme , hayatından çıkar demiyorum azıcık uzaklaştır, enerji alanından uzaklaştır.  Yineliyorum , gücünü kendine verince ve kontrolü eline alınca bunlara gerek kalmayacak. Enerji emenler ya hayatından gidecek ya da sen enerjini sömürmesine izin vermeden ilişkini devam ettireceksin.
Brain-Training-1
5. Bunu hergün yapmanı gönülden tavsiye ediyorum. Her gün en hareketli şarkılardan bir liste oluştur ve tam yarım saat boyunca keyifle dinle. HER GÜN!!! Uyanır uyanmaz, iş için hazırlanırken, yolda, molada , istediğin her yerde yapabilirsin. O bir yerlerde etrafında çalsın dursun, 1 hafta sonra neler olduğunu göreceksin.
6. Kimse seni sinirlendiremez, kimse seni sinirlendiremez, izin vermezsen kimse enerjini düşüremez,yansımalarını yaşıyor olabilirsin, kişi seni kendi enerjisine düşürmeye çalışıyor olabilir; o an geldiğinde, sinirlendiğinde , üzüldüğünde kendine dön, Bunu ne kadar sürede bitirmek istediğini söyle kendine.Uzun uzun aynı şeye takılı kalma. Şu an,  seni bir adım gerinden koruyacak.
7. ” Önce şu gerçekleşsin,  sonra iyi olacağım” diye bekliyorsan daha çok beklemen gerekecek:)
 Önce enerjini toparla. Bir silkelen ,kendini hisset. Bu yolda, hedefe kadar sana en iyi gelecek olan kendi motivasyonun olacak, iyi olmazsan nasıl yönetebilirsin ki süreci ?
Ayrıca o her neyse ,  olmadan da sen iyi olabilirsin, bunu deneyimle, ya o istediğin hiç olmazsa hep böyle mi yaşayacaksın bir düşün , hayırlı olana inan… 
8. Nefes çalışmalarından faydalan. Kendine bir gün ayır ve nefes çalışmalarına katıl. Evde yapılacak hareketleri de deneyebilirsin.
8. Haftanın 2-3 günü spor yap . Bu öylesine enerjini yükseltecek ki , müzik , spor ve sen. Enfes üçlü:)
9. İşbirlikçi bul kendine.Bir anlaşma yapın birlikte. Enerjin düştüğünde ondan destek al ve sen ona destek ol ama şikayet ederek asla  değil.Enerjini düşüren konu hakkında o sana dışardan bir göz olarak yardımcı olabilir, alanını değiştirebilir ya da onunla keyifli bir sohbet yapabilirsin. Tekrar an’a döndürecek bu seni , gücü geri alacaksın o alandan şu ana. Bu kişiyi biliyorsun . Bak bakalım etrafına sana kim  iyi geliyor?
birbirlerini-opup-sonra-kahkaha-atan-bebekler_9439320-7880_640x360
10. Enerjisi yüksek insanlarla vakit geçir. İnsanlar,  keyifli ve eğlenceli insanlarla vakit geçirmeyi severler değil mi? Sen kimlerle olmayı seviyorsun? Kimler seninle olmayı seviyor ? Esprili kişiliğinle  tanışmadın mı daha, belki de öylesin. Yoksa yukarıda enerji emen dediğimiz yerde misin farkında olmadan, hani o hep şikayet eden, mızmızlanan sen misin? Eğer öyleyse hemen kendine söz ver ve bunun sana iyi gelmediğini hatırlat kendine. Değiştirmek senin elinde.Şikayet geldiği anda diline sus lütfen, farket ve susmaya geç. 1 gün değil , 2 gün değil, en az 1 ay boyunca hiçbir şeyden şikayet etme içten ya da sözel. Olan oluyor zaten. Söylenip olumsuzluk yükleme bedenine. Ruhunu daraltma, ferahlat aksine.
11. Immmmm şöyle güzel bir masaj , cilt bakımı hediyesi fena olmaz değil mi? Kendine bir ödül ver  bu hafta veya bu ay içerisinde. Hemen randevunu al o zaman.
12. Çocuklar müthiş enerji kaynağı. Onları gözlemlediğinde , için kıpır kıpır , yüzün gülümsüyor biliyorum. Onlarla vakit geçirme imkanı oluşturabilirsin kendine. Hani düşüp kalkıp birşey olmamış gibi devam ediyorlar ya, sen de ordan geldin ve tekrar aynı enerjiyle dolman mümkün.
13. Hayatın mükemmel olmayabilir. şu an mevcutta bir konu ile zihnin dolu ve sana engel oluyor olabilir. Önemli olan işte burda enerjini dengelemeyi başarabilmek. Herşey mükemmel olsaydı zaten , bu bilgiye  ihtiyacın olmayacaktı. Seninle aynı durumda olan milyonlarca insan var. yalnız değilsin ama ilham kaynağı olabilirsin.İnsanlar feyz almayı sever. Bu süreçteki deneyimlerin onları motive edebilir.
tumblr_nkwnorX9Z01tt9npso1_1280
13. ŞÜKRET. Neler varsa etrafında, ailen , dostların, elinde olanlar, işin, sevgilin, eşin, çocukların nefesin, zihnin, varlığın , hesabındaki veya cüzdanındaki para, yaşadığın yer… Sevdiğin her şey için HER GÜN teker teker şükret. Yeni birşey geldiyse onu da ekle ; muazzam bi farkındalık yaşayacaksın. Yok dediğin şeyler belki de etrafında ve görüş alanından çıktılar , varlardı aslında kimbilir…. 1 ay düzenli yapmaya var mısın?
 Nedenli-sonuçlu , başlangıçlı-bitişli süreci istediğin zaman başlat, öteleme , hemen şimdi başla. Kendini iyi hissedecek başka neler olduğunu sen benden daha iyi bilirsin. Mucize aramıyorsun değil mi? Senin bilmediğin birşeyi sana söylemiyorum, hareket etmen ve motive olman iyi gelecek. 
Hala iyi hissetmezsen kendini , bireysel destek alabilir, profesyonel destek alabileceğin alanları birlikte bulabiliriz.
Sevgiyle, heyecanla ve coşkuyla kalman dileğiyle… 
Eda ÖZGÜLER
Profesyonel Koç